27 Temmuz 2011 Çarşamba

Back to Black...

Amy Winehouse öldü. Herkes yaşadığı acılardan,yalnızlığından,sevgisizliğinden ve daha 27 sinde öldüğünden bahsediyor..
Herkes haklı,özellikle yaptığı ve can verdiği şarkılar...Dinlemeye doyamadığım ve artık asla doyamayacağım şeyler.
Kendisini hep acı çeken yalnız bir kadın olarak hatırlayacağım ve bu da bana aslında aşkın varlığından çok yokluğunun acı verdiğinin kanıtı olarak kalacak.
Evet aşk acı çekmek demek ama aşksızlık da acı demek, "çekmek" demek...
Huzur içinde uyu Amy, cennetteki konserinde en ön sıralarda olacağım...

22 Temmuz 2011 Cuma

1001 ŞEKİL EŞARP

Bu video çok hoşuma gitmişti ve bazı bağlama tekniklerini çok beğenip kullanmaya başlamıştım. Daha çok sonbahar ve kış gibi işime yarasa da şimdiden ekleyeyim istedim :) 
Umarım siz de en azından birkaç tanesini denersiniz:)
İyi seyirler :)



21 Temmuz 2011 Perşembe

ÖZLÜ SÖZ :)

TARLAN VARSA; İÇİNDE OL
TEKNEN VARSA; KIÇINDA OL
İŞİN VARSA; BAŞINDA OL
EŞİN VARSA; YANINDA OL.

16 Temmuz 2011 Cumartesi

FRENCH MANİKÜR KALEMİ

Ben tırnakta sadelikten yanayım,o yüzden de özel günler dışında pek oje kullanmam.Onun yerine french manikür yaptırmayı tercih ederim. Ama her zaman başkasının yardımını alamıyorum ve kendim yapmaya kalkınca ya beceremiyorum ya da uzun zaman alıyor.
Geçenlerde bir parfümeride bu işi çok kolaylaştıracağını düşündüğüm bir kalem gördüm: French manikür kalemi.
Evet bir kalem şeklinde,ucu da keçeli boya kalemleri ucu gibi,içinde bir haznede beyaz oje var ve ucunu bastırınca akmaya başlıyor sonra da tırnaklarınızın ucuna kolayca uyguluyorsunuz.Kuruduktan sonra da üzerine ister parlatıcı sürün ister çok hafif pembe oje.İkisi de güzel duruyor.Ayrıca ister kalın sürün ister ince.
Tek sıkıntılı yanı kullanım süresi.Ben sadece 2 gün kullanabildim,yani 2. gün akşama doğru soyulmalar başlıyor.Yine de zaman kazandırması açısından iyi bir ürün.Sadece ücreti biraz fazla:16 TL.
Sanırım çoğu parfümeride de bulabilirsiniz.Ben Maltepe Süreyyapaşa Sahilindeki parfümeride buldum.
Karar sizin:)

10 Temmuz 2011 Pazar

HIZLI,HIZLI,DAHA HIZLI!

Nedir Allah aşkına bendeki bu acelecilik?
Her şey birden olsun bitsin istiyorum.Hemen sonuca varalım,ne olacaksa olsun diyorum.Arada yaşamam gerekenler varmış,kaçırmışım,anlamamışım hiç umurumda olmuyor.Gibi...
Bugüne kadar böyleydi en azından.Yavaş yavaş (Hayret yavaş yavaş nasıl olduysa :) ) bu durumun değişmesi gerektiğini,hayatın her anını değerlendirmek gerektiğini ve en önemlisi bazı şeyleri zamana bırakmanın en iyisi olduğunu öğreniyorum.Hızlı yaşadığım anların ya da zamana bırakmadığım anların bana pek de iyi dönüşü olmadığını çok iyi deneyimledim.Biraz da zamana ayak uydurmayı denemek istiyorum.
Ne kadar iyi olacağını bilmiyorum ama eskisinden daha iyi olacağına eminim.
NOT: Bu aralar evrene doğru mesaj yollama ile ilgili bir kitap okuyorum,bitireyim de yukarıda anlattığım duruma faydası olacak mı göreyim:)